Cuma Meclisi | Yrd. Doç. Dr. Naci Kula |
13850 defa okundu
|
23 Ekim 2016 Pazar - 20:00 |

Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, 23 Ekim Cuma gecesi Birlik Vakfı Bursa Şubemize konuk oldu ve gündelik hayatın dağdağasından dolayı uzun zamandan beri uzak olduğumuz manevi bir iklimi yeniden yaşattı bizlere. Konu güzel ve konuk da donanımlı olunca, insan gerçekten de bir şeyler öğrendiğini hissediyor, daha önce fark etmediği şeyleri fark ediyor; hayata ve insanlara değişik gözle bakmaya başlıyor sonra da.
Habere Ait Resimlerini Görmek İçin Tıklayınız
Kur’an şifadır
Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, İnşirah suresi örneğinden yola çıkarak Kur’an’ın nasıl şifa olduğunu anlattı dinleyenlere. Gerçekten de, bugüne kadar hep duyup kabul ettiğimiz Kur’an’ın şifa verici özelliğinin nasıl ve nice olduğuna pek kafa yormadık sanki. İşte Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, Kur’an’ın insanlara nasıl şifa olduğunu aktardı o gece biz dinleyicilere.
Söze bir istatistikle başlayan Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, 2009-2013 yılları arasında psikolojik rahatsızlık dolayısıyla doktora ve psikologlara başvuran insan sayısının üç milyondan dokuz milyona çıktığını aktardı. Ve arkasından şu yakıcı soruyu sordu: “Psikolojik rahatsızlıklar sadece doktor ve psikolog yardımıyla mı çözülür?”
Bu sorunun ardından asıl konuya geçen Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, Hz. Peygamber’in ümmetine bıraktığı iki şeyden birisinin Kur’an olduğunu ve Kur’an’ın da insanlar için şifa olduğunu hatırlattı.
Modern hayatın insanları strese sokan bir yanı olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, strese giren insanın önce kendisini tehdit eden olayın ne olduğuna baktığını ve bu olay karşısında insanın “Ben ne yapabilirim?” diyerek çare aramaya başladığını söyledi. İnsanın bu noktada başvurabileceği birçok çare olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, bu çarelerden birinin de manevi destek olması gerektiğini ifade etti.
Peki, bu manevi destek nasıl gerçekleşecekti?
Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, bu manevi şifayı İnşirah suresi üzerinden şöyle açıklamaya başladı:”İnşirah suresi, insanı duygusal, bilişsel ve davranışsal olarak etkiler ve insanı bu üç yönden rahatlatır. İnşirah suresinin ilk ayetinde biz, Peygamberimize vahiy gelip onun gönlünün genişlediğini ve böylelikle rahatladığını anlıyoruz.”
Kur’an manevi destektir
Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, Kur’an’ın kendi ifadesiyle “hidayet, rahmet, müjde” olduğunu belirttikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Bunun için Kur’an’ın kendisini bize açması gerekir. Kur’an’ın kendisini bize açması için de, bizim onunla muhatap olmamız gerekir. Onunla muhatap olmanın yolu da, her gün onu okumak, onu tefekkür etmek ve onun dediklerini yaşamaya çalışmaktır. Kur’an’ın şifa olması için bunlar gereklidir. Onun şifa olmasını, Kur’an’ı hastaya veya hastalığa okuyup üflemek olarak anlamamalıyız.”
Kur’an’ı yaşamaya çalışmalı
Kur’an’ın şifa olmasını aşama aşama anlatan Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:“Kur’an’ı anlayıp yaşamaya çalışanlar, birbirlerinden haberdar olur, bir araya gelir ve bir sosyal grup oluşturur. Bu sosyal grup da, Kur’an’ın kendilerine emrettiği üzere, dayanışma ve yardımlaşma içinde olacaklarından grupta yer alanların sıkıntıları doğal olarak hafifleyecektir.
Kur’an aynı zamanda merhamet duygusunu geliştirir. Bu duygusu gelişen insan, diğer insanlara yardım eder. Bu da sosyal şifa oluşturur. Ve en önemlisi de, Allah kendisini bize dost ilan ettiği için de moralimiz her zaman yüksek olur. Bu, Kur’an’ın bize duygusal desteğidir.”
Mümin kendini güvende hisseder
Kur’an’ın insana duygusal, davranışsal ve bilişsel desteğini bu şekilde açıklayan Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, Kur’an’ın insana şifa olucu yanlarını anlatmaya devam ederek konuyla ilgili şunları söyledi:”Allah, dünyada iken sabreden Müminlere hem dünyada hem de ahirette yardım edeceğini söyler. Bunu bilen bir Mümin, kendini güvende hisseder. Bizler sıkıldığımız zaman ”Göğsümüz daraldı” deriz. İşte İnşirah suresinde geçen göğsün genişlemesi de, tam böyledir. Allah’ı kendisine dost bilen, onun kendisine hem dünyada hem de ahirette yardım edeceğini bildiği için güvende olan Mümin’in göğsü daralmaz, tam aksine genişler.”
Zorluğun yanında kolaylık
“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.” ayeti, İnşirah suresinde geçer. Yrd. Doç. Dr. Naci Kula, bu ayetin üzerinde dikkatle durulması gerektiğine dikkat çekerek ayetle ilgili şunları söyledi: “Burada, zorluktan sonra kolaylık değil, zorlukla birlikte kolaylık var denmektedir. Bu bizim zorluklara, olaylara nasıl bakmamız gerektiğini de gösterir aynı zamanda. Her zorluğun yanında bir de kolaylık bulunur; bunu görmemiz gerek. Mesela Peygamberimizin ‘Kâbe Hakemliği’ olayı buna çok iyi bir örnektir. Kabileler arası bir savaşın çıkmasının an meselesi olduğu bu zor olayın içindeki kolaylığı Peygamberimiz gördü. Tüm kabile şeflerinin tuttuğu örtü, savaşı engelledi. Bizler de olaylar karşısında bu Nebevi bakış açısına sahip olmalıyız. Olaylar karşısında yapmamız gereken şey, strese girmemek, Allah’ın bize dost olduğunu bilip zorlukla birlikte hangi kolaylığı gösterdiğini bulmak olmalı. Tüm bunlar bize Kur’an’ın nasıl şifa olduğunu çok açık ve net olarak göstermektedir.
Sohbetinin sonunda Yrd. Doç. Dr. Naci Kula’ya Vakfın plaketi takdim edildi.


Cuma Meclisi - Ayşe Böhürler - Yeni Bir Yüzyılda Kimlik, Kültür ve Kadın Cuma Meclisi | Temel Hazıroğlu Cuma Meclisi | Doç. Dr. Mehmet Birgül Cuma Meclisi | Şakir Ercan Gül Cuma Meclisi | Prof. Dr. Yaşar Aydınlı İlk Burs Dağıtım Programımızı Gerçekleştirdik Cuma Meclisi | Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma Cuma Meclisi | Doç. Dr. Kasım Küçükalp Cuma Meclisi | Doç. Dr. Bülent Şenay

